Emirhan Durmaz
Hem iktidar hem de muhalefet tarafından tarihi olarak nitelendirilen 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri için takvimler hızla ilerliyor. Emek ve Özgürlük İttifakı’na bağlı İşçi Partisi, ‘yer boşaltma’ formülüyle yürüttüğü müzakerelerden sonuç alınamayınca Yeşil Sol Parti listelerinden kendi adaylarıyla seçimlere katılacağını açıkladı. sonuç. İzmir 1. ilçe 6. sıra milletvekili adayı Dr. Fatih Sürenkök de listedeki isimlerden biri.
‘TEK ADAM REJİMİNDEN ÇIKMAK İÇİN BİR ŞEYLER YAPILMALI’
Neden milletvekili adayı oldunuz?
Dr.Fatih Surenkök15-16 yaşımdan beri sol siyasetin içinde olan Halkın Kurtuluş geleneğinden gelen biriyim. Meslek hayatımda mümkün olduğunca mesleğin içinde yer almaya çalıştım. Tabip Odası, Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve SES’te aktif görevlerde bulundum, bir dönem TTB merkez yönetim kurulu ve yüksek şeref kurulu üyeliği ve SES eşbaşkanlığı yaptım. Yani sağlık siyasetinde aktif olma hedefiyle her dönem mücadele ettim. Geldiğimiz dönemde haklı olarak baskı altında olan tek adam rejiminden kurtulmak için bir şeyler yapılması gerekiyordu. Partimize ‘Ben partimize maddi ve manevi destek olmak istiyorum, köy/mahalle turlarına katılabilirim’ dedim. Beni milletvekili aday göstermek istediklerini söylediler ve ardından adaylık için başvurduk.
‘ORTAK MÜCADELEDE ÖNEM VE DEĞER DAHİLDİR’
Neden İşçi Partisi’nden aday oldunuz?
EMEP benim ilk ve son göz ağrım. Sol siyasete inanan bir aileden geliyorum ve lisede Adana’da tanıştığım Halkın Kurtuluş geleneği içinde İzmir’e geldiğim üniversite yıllarımda aktif olarak yer aldım. Ondan sonra arkadaşlarımla ilişkilerim ve bağlarım hiç kopmadı. Aslında ortak emeğin önemi ve değeri bu dönemde aşikârken, Emek ve Özgürlük İttifakı’nda olmaktan da mutluluk duydum. Olması gereken de bu ve bunun seçimlerle sınırlı kalmayan bir yol olduğu, seçim sonrasında da birebir iş birliği ile çabanın sürdürüleceği çeşitli toplantılarda vurgulandı.
“FAŞİZME SON VEREREK NEFES ALMAYA İHTİYACIMIZ VAR”
14 Mayıs seçimlerine hem iktidar hem de muhalefet ayrı bir önem veriyor. Sizce bu seçimi kritik yapan nedir?
21 yıl gerçekten çok uzun bir süre. Bu süreçte hükümet önemli siyasi değişiklikler yaptı ve bu değişiklikler hep aleyhimize işledi. İnsan hakları açısından pek de iyi olmayan bir soyağacına sahip olan ülkemiz açısından ise bizi çok daha geriye götüren önemli kayıplar yaşadık. Ancak yine önemli ekonomik kayıplarımız var. Dolayısıyla burada kritik olan tek adam faşizminin ortadan kalkması ve ülke olarak biraz nefes almamız gerekiyor. İkinci önemli nokta ise Emek ve Özgürlük İttifakı olarak en azından emekçilerin haklarını koruyacak, emeklilerin haklarını koruyacak, öğrencilere özerk ve demokratik bir üniversite sağlayacak gerçek bir sol sosyalist muhalefeti örgütleme potansiyeline sahibiz. ve Millet İttifakı gücü altında mecliste ana muhalefet unsurunu oluşturmaktadır.
‘BOĞAZIMIZA BASKI YAPILMIŞ GİBİ HİSSEDİYORUZ’
Size göre Türkiye’nin en büyük sorunları nelerdir?
Kendi açımdan baktığım zaman adaletsizlikten, hukuksuzluktan nefes alamadığım zamanlar oluyor. Bu yazı yayınlanırken söylediğimiz iki kelimeden dolayı gözaltına alınmak veya tutuklanmak mümkündür. Yani özellikle gezi sonrası ülkemizdeki intikamcı iktidar duygusu bitmedi. Gezi’nin avukatları, gezinin direnişçileri, Mücella, Can, Osman Kavala, karıncayı incitmeyen kaç kişi hala içeride. Gerçekten de özgürlüğün olmadığı bu ortam bize boğazımız sıkılıyormuş gibi hissettiriyor.
İkincisi, ekonomi gelenekseldir. Şu anda asgari fiyat açlık sınırının altında ve nüfusun neredeyse yarısı açlık sınırının altında yaşıyor. Öte yandan kendi alanıma dokunan konuya gelecek olursam bozulan sağlık sistemimiz yine en yakıcı sorunlarımızdan biri. AKP ile birlikte gelen bu sağlıkta dönüşüm projeleri ve şehir hastaneleri ile sağlık sisteminin kimyasını değiştirdiler. Çevre koşulları ile ilgili önlemlerin alınmaması nedeniyle ağır kayıplar yaşıyoruz. Mesela pandemide 200 bin seviyesinde ölen insanlar var sarsıntıya gelecek olursak yine tıpatıp aynılar. Bunlar sağlık açısından ele alınarak önlenmeli ve sağlık düzenlemeleri yapılmalıdır. Öte yandan eğitim yine temel sorunlarımızdan biri. İlkokuldan üniversitenin sonuna kadar eğitim artık tamamen bozuldu. Türkiye’de 126 tıp fakültesi var ve bu tıp fakültelerinden hasta muayene etmeden, iğne yapmadan mezun olan birçok meslektaşım var. Özetle Türkiye’nin en büyük sorunları hukuksuzluk, ekonomi, sağlık politikaları ve mevcut eğitim sistemidir.
‘LAİK, DEMOKRATİK, BAĞIMSIZ VE KARDEŞLERCE YAŞAYAN BİR TÜRKİYE DÜŞÜNÜYORUM’
Nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz, milletvekili olursanız ilk ne yapacaksınız?
Laik, demokratik, tüm halkların kardeşçe yaşadığı, yani insanların renginden, dininden, dilinden, mezhebinden, cinsiyetinden dolayı ötekileştirilmediği bağımsız bir Türkiye hayal ediyorum. Dolayısıyla bu bir hedeftir ve bunun için mecliste mücadele edeceğim. Öte yandan, bir bebeğin ana rahmine düştüğü andan ölümüne kadar her anının devletin sorumluluğu altına alındığı, insanların bedenen, bedenen, sosyal ve ruhen özgürce yaşayabildiği bir ülke hayal ediyorum. Her zaman olduğu gibi, insanların eşit işe eşit fiyat aldığı, emeğinin karşılığını aldığı, işverenlerin rant sisteminden emek sistemine geçtiği bir ülke hayal ediyorum. Açıkçası böyle bir yaşam elbette bir devrimi gerektirir. Ancak bunu beklemeyeceğiz. Milletvekilliği yapmış HDP’li, CHP’li, TİP’li arkadaşlarımız çok önemli emekler sarf ettiler ve bu emeklerle çok şeyler görünür hale geldi. Bu nedenle ötekinin olmadığı bir Türkiye için çabalamak gerekiyor. Ayrıca yine kendi alanımdan konuşacak olursam İşçi Partisi olarak sağlık konusunda önemli çalışmalarımız var. Halk sağlığının hayata geçirilmesi mutlaka gereklidir. Hastanın müşteri, hastanelerin ticarethane olarak görüldüğü ucube sisteme artık bir son verilmelidir. Şehir hastanelerinin işlevselliğinin bir an önce değiştirilmesi ve dönüştürülmesi gerekiyor. Onlar için çabalamalıyız.
