Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek ekonomik gündemi değerlendirdi: (2)
Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Türkiye için 51 milyar dolara yakın bir program açıkladığını kaydeden Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Bu programın önemli bir bileşeni de ülkenin yaralarını saracak 8,5 milyar dolarlık tahvil ihracıdır. Ben inanıyorum ki, “8,5 milyar dolarlık tahvil ihracının tamamı bu yıl sonuna kadar gerçekleştirilecek.” dedi.
Bakan Şimşek, NTV’de katıldığı programda ekonomideki gelişmelere ilişkin soruları yanıtladı.
Türkiye’nin hikayesinin güçlü olduğunu belirten Şimşek, “Siyasi belirsizlikler azaldı. Kabine ve ekip oluşturduk. Türkiye, herkesin bir şekilde paydaş olmak istediği, büyük potansiyeli olan bir ülke.” dedi.
Türkiye’nin nüfusunun 90 milyona ulaştığını, kişi başına düşen milli gelirin ise reel olarak 15 bin dolar olduğunu belirten Şimşek, “Bu yıl ilk defa cari kurla milli gelir 1 trilyon doları aşacak. Bir program döneminde ilk kez başarılı olacağımıza inanıyorum. Dünya Bankası kriterlerine göre Türkiye yüksek gelirli ülkeler kümesine girecek. Kişi başına düşen milli gelirimiz orta-yüksek. Türkiye’nin altyapısında çok fazla var. Dünya lojistik endeksinde şu anda 38. sıradayız. Yani gelişmiş ülkelerle aynı gruptayız. Hızla gelişmekte olan birçok ülkenin hemen önündeyiz “Altyapı çok değerli, Türkiye’nin lojistik açısından hiçbir sorunu yok” güç kaynağı güvenliği. Türkiye tüm kaynaklar açısından güçlü, enerjide ise avantajımız var.” değerlendirmesini yaptı.
Birleşik Arap Emirlikleri’nden para girişinin takvimi sorulduğunda Şimşek, “Türkiye’de yatırım arayışı içinde ilk olarak dost ülkeleri ziyaret ettik. Birleşik Arap Emirlikleri büyük teveccüh gösterdi ve 51 milyar dolara yakın bir program açıkladı. Değerli bir program.” Bu programın bir bileşeni beyin sarsıntısının yaralarını sarmak. 8.5 milyar dolarlık tahvil ihracının gündemde. 8.5 milyar dolarlık tahvil ihracının tamamının bu yıl sonundan önce gerçekleşeceğine inanıyorum. Yurt içi dengelenirken, sınırlanırken ve yumuşatılırken Talep olursa dış talebi güçlü belirlemek mümkün değil ama ihracatı desteklemek mümkün. Dış talebi, göreceli olarak mal ve hizmet ihracatını destekleyerek cari açığı sınırlayabilir, ülkemize kaynak akışını hızlandırabiliriz.” Yıl içinde tamamlanacak.” yanıtını verdi.
“Belki enerji konusunda ikili anlaşma gündeme gelebilir”
Şimşek, BAE’nin 51 milyar dolarlık paketi içerisinde elektrik bölümünde yaklaşık 22 milyar dolarlık yatırımın gündemde olduğunu, sanayi ve turizmin yanı sıra özel sektörde de teknoloji yatırımları öngördüklerini belirtti.
Bunların bir kısmının bu yıl içinde sonuçlanabileceğini belirten Şimşek, “Belki enerjide ikili bir anlaşma gündeme gelebilir.” Bu kelimeyi kullandı.
Şimşek, yenilenebilir enerji yatırımlarının önümüzdeki 10 yıla yayılması yerine 3 yılda ciddi bir atılımla yapılması halinde cari açığın ve dışa bağımlılığın azalacağını, enerji, sanayi ve turizm yatırımlarına büyük önem verdiklerini belirtti.
Kamu tarafında bakıldığında toplamda 11,5 milyar dolarlık bir fırsat olduğuna işaret eden Şimşek, “Çalışmalarımızda oldukça ilerleme kaydettik. Muhtemelen 1-2 ay içinde sonuçlandıracağız. Görüşmelerimiz sürüyor. örneğin diğer ülkeler. Merkez Bankamız muhtemelen yakın zamanda reeskont kredilerinin günlük ölçüsünü değiştirecektir. “İhracatın finansmanına büyük önem veriyoruz. Özellikle hizmet ihracatının teşvik edilmesi noktasında çok değerli adımlar atacağız. Yeter ki hizmet ihracatını artıralım, çalışalım ve bu konuda ne gerekiyorsa takviyeleri hayata geçirelim.” dedi.
Şimşek, Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez ile yaptığı görüşmeyi hatırlatarak, önümüzdeki 3 yıl boyunca toplam 35 milyar dolarlık Dünya Bankası paketinin Türkiye’ye sunulacağını vurguladı.
Şimşek, bunun 9 milyar dolarının özel sektörde, 11 milyar dolarının ise devletin uygulayacağı yapısal dönüşüm programlarında kullanılacağını belirtti. “Hepsi aynı ruhla hareket ediyor. Başarı için bu çok önemli. Sapmalar olabilir ama önemli olan trenddir.” dedi.
“KKM bugün de prestijini sürdürecek”
Döviz Korumalı Mevduat (KKM) konusunda fazla konuşmayı tercih etmediğini vurgulayan Bakan Şimşek, önceliklerinin OVP’yi hayata geçirmek ve piyasa koşulları elverdiği ölçüde rezerv biriktirmek olduğunu söyledi.
KKM’den çıkış stratejilerinin olduğunu ancak spekülatif konulara girmek istemediklerini belirten Şimşek, şöyle konuştu:
“TCMB bir adım attı, yavaş yavaş buraya gideceğiz. KKM şu anda bir realite. Bu realiteden çıkış stratejisini de zamanla ortaya koyacağız. Mevduatçılar rahat olsun. Onlar için değerli bir değişiklik yapmayacağız. Biz” Vatandaşın portföy tercihlerine her zaman saygı gösterin.TL mevduatı cazip hale getirin.Ülkede makro finansal istikrarı kalıcı olarak sağlayıp rezervlerimizi güçlendirirken farklı bir strateji izleyebiliriz. Bugün KKM prestijini sürdürmeye devam edecek. Dönemsel olarak bazı bahislerde yol gösterici olması noktasında bankalar için makro bir ihtiyati çerçeve ortaya koyabiliriz.”
“Ne Merkez Bankamızın ne de hükümetimizin bir kur hedefi var.”
Şimşek, düzenlenmiş şeffaflıktan yana olduğunu vurguladı ve şöyle devam etti:
“Geçiş dönemindeyiz. Bu dönemde TCMB Başkanımızla yaptığımız istişarelerde edindiğim izlenim, KKM’den her gün geri dönüşler olduğu yönünde. Bunların bir kısmı dövize dönmek isteyenler. Onlara döviz sağlayın. Bu anlamda talepleri karşılıyoruz. Borsadan dönerken döviz talebini karşılıyor. Ancak ‘belli bir seviyeyi hedefleyerek rezervleri koruyarak harcayayım’ diye bir şey yok. Yani ne Merkez Bankamızın ne de hükümetimizin takas amacı yok. Dolayısıyla müdahale noktasında bir seviyenin korunması yönünde bir irade de yok. Makul, kurala dayalı.”
Fiyat istikrarından sorumlu kurumun Merkez Bankası olduğuna işaret eden Şimşek, kamuoyunun belirlediği fiyatlarda hedef enflasyonu dikkate almaları gerektiğini söyledi.
Şimşek, maliye politikası alanında yapılması gereken çok şey olduğunu belirterek, “Gerçekçi bir program ortaya koymak adına rakamları bu şekilde yansıttık. Önümüzdeki dönemde Merkez Bankası’na koordinasyon içinde destek vereceğiz. reformlarla ve kayıt dışılıkla mücadeleyle.” söz konusu.
“Enflasyonun hiçbir parçasını ezmeyeceğiz”
Bakan Şimşek, önümüzdeki dönemde çalışanların alım gücünü artırmanın tek yolunun enflasyonu kalıcı olarak düşürmek olduğunu belirtti.
Kalıcı refah, yüksek büyüme, yüksek istihdam ve ilave dış kaynak için fiyat istikrarının şart olduğunu vurgulayan Şimşek, şöyle konuştu:
“Verimlilik artışı ve fiyat istikrarı ile büyümeyi 1 puan artırabiliriz. Enflasyonu düşürerek çalışanların satın alma gücünü koruyoruz. Enflasyonla ilgili çalışmalar tüm iş dünyasının, sendikaların ve vatandaşların sabır ve kararlılıkla desteklemesi gereken bir programdır. Gerçekçi hedefler. Enflasyonun hiçbir parçasını ezmeyeceğiz, burası bizim.” Cumhurbaşkanımız bize en düşük maaşlı emeklilerin durumlarının iyileştirilmesi talimatını verdi. Bu çalışmaları yürütüyoruz. Bu konuda da çok netiz. Burada değerli olan toplumun her kesimini enflasyona karşı korumamızdır.”
“İhracatın finansmanı ve rekabet gücü açısından ne gerekiyorsa yapacağız.”
Şimşek, öncelikli önceliklerinin yatırım, ihracat ve reel ekonomi olduğunun altını çizerek sözlerini şöyle tamamladı:
“Kaynakları tüketimden ihracata ve yatırıma yönlendireceğiz. Yine ekonomide dengelemenin özü budur. İç talep makul hale gelecektir. Rekabet açısından ihracatın finansmanı konusunda ne gerekiyorsa yapacağız. Rekabet gücü kazanmak için, Finansmana erişimin uygun koşullarda olması gerekiyor. Enflasyonu kalıcı olarak tek haneye indirebilirsek şirketlerimiz makul maliyetlerle dünyadan çıkabilecek. 10 yıl vadeli kaynaklara erişim imkanına sahip olacak. O zaman dünyada Türkiye ile rekabet edebilecek çok fazla ülke olmayacak. Bunun için programı sabırla ve kararlılıkla uygulamamız gerekiyor. Trafik kazaları istemiyoruz. Gelecek yıl bu zamanlarda kredi notunun yükseldiği, fon akışının güçlendiği bir ortamda farklı şeyleri konuşacağız.”
(Bitti)